top of page

Duyduklarımız Hayatımızı Nasıl Etkiler?

Kelimelerimizin bizim üzerimizde büyüleyici bir gücü var. İster bunu olumlu bir şekilde gerçekleştirir hayatımızın kalitesini arttırırız ister gücümüzü kötüye kullanır ve kendimizi yitiririz. Bunlar bizim kendimizin üzerindeki etkimiz. İç sesimizle kelimelerimizi seslendiririz ve kelimeler davranışlarımıza dönüşür. Başkalarını etkilemek için yine kelimeler lazım fakat biraz daha sesli ve doğru tekrarlarla. Konuşmak, iletişime geçmek hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. Bizi biz yapan başkalarıyla olan iletişimiz. Fakat kelimelerimiz hiçbir zaman tamamen bize ait olmadı. Her zaman birilerinden bir şeyler duyduk, etkilendik, karar değiştirdik sonra onu da yanlış bulduk sonra onu da…

Şimdiye kadar bunların hep benim kelimelerim, düşüncelerim olduğunu düşünürdüm. Ne kadar yanılmışım şimdi fark ediyorum. Her şeyimi kaybetsem bile kelimelerim benimle kalır çünkü onlar bana ait diye düşünürdüm. Bu düşündüğüm bile benim düşüncem değilmiş sadece yönlendiriliyormuşum. Sürekli bir şeyler duyuyoruz. Tam her şeyin sustuğunu düşünürken bu sefer de beynimiz insanların yönlendirilmesinin altında onların düşüncelerini tekrar ediyor. Tekrar ediyor demişken Cesur Yeni Dünya kitabında uyurken çocuklara bir şeyler dinletilirdi ve uyandıktan sonra da belli aralıklarla bunu tekrarlarlardı. Kitabı ilk okuduğumda bunu biraz sorgulamıştım ama biraz düşündükten sonra mantıklı gelmişti.

Elbette uyurken sadece bir şeyi duymakla öğrenmek mümkün değil ama düşüncelerimizi kuvvetlendirebilir. Duyduklarımız düşüncelerimize dönüşür, düşüncelerimiz kelimelerimize, kelimelerimiz hayatımıza. Bu yüzden coğrafya kaderdir. Bu yüzden ailemiz neyse biz de oyuz. Ama sadece ailede bitmiyor kendimizi sığdırdığımız çevre de önemli. Herkesin sürekli bağırdığı kalabalık bir yerde yaşıyorsak duymaktan bunalmışızdır ve biraz yalnızlık isteriz. Aslında kendimizi yalnız hissettiğimizden değil; yalnızlığımızı yalnız yaşayamamaktan veya tam tersi çok sakin bir yerde yaşıyorsak hayatın daha yoğun aktığı yerlerde vakit geçirmek isteriz. Bir şeyler duymaya muhtacızdır belki de.

Aslında etkilenmek kötü bir şey değil. Zaten kötü olsa bile bu bir zincir gibi ilerliyor bunu asla değiştiremeyiz. Ama kendimizi ve kendimize verdiğimiz değeri değiştirebiliriz. Sürekli bir şeyler duyacağız. Sürekli yeni fikirlerle karşılaşacağız. Zaten olması gereken de bu fakat kendimizin öncelik olduğumuzu unutmamalıyız. Bir şeye sürekli maruz kalıyorsak ve bu şey bize bir süre sonra doğru gelmeye de başlamışsa o şeyin gerçekten de o kadar doğru olup olmadığını kendi doğrularımızla sorgulamalıyız.

Küçük bir çocukken annem sürekli Benim kızım çayı hiç sevmez, zaten sadece kahvaltıda içer,” derdi. Yıllarca çay içmedim. Sonraları canım çekse bile içmedim. Bazen çok ısrar ettiler ama yine de içmedim. O şey benim üzerime damgalanmışçasına. Sonra bu damgayı söküp yırttım üstümden. Ben çay insanıymışım yahu! Bu ufak bir örnek fakat sizin için ufak olan şeyin başkası üzerinde ne kadar büyük olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Kelimelerimize ve duyduklarımıza dikkat edelim. Hatta bazen tüm müzikleri bile durduralım sadece kendimizi dinleyelim.


Comments


bottom of page