top of page

Kötülüğün Sıradanlığı: Adolf Eichmann Kudüs’te



“İyinin düşmanı kötü değil, düşünce yokluğudur.”

İkinci Dünya Savaşı Mihver Devletlerin yenilgisi ile bittiği zaman üst düzey Nazi Subayları yargılanmamak için yasadışı yollarla yurtdışına kaçtılar. Yakalananlar meşhur Nürnberg Mahkemelerinde yargılanıp farklı cezalara çarptırıldılar. Yeni kurulan İsrail Devleti kaçak Nazilere karşı Gizli Servisi MOSSAD önderliğinde ekip kurup kaçak Nazileri yakalayarak İsrail’de yargılamayı hedeflediler. Bu amaç uğruna 1960 yılında Güney Amerika’ya giden Nazi Avcıları başarılı bir operasyondan sonra Yahudilerin toplama kamplarına gönderilmesinde görevli olan Nazi Subayı Adolf Eichmann’ı yakalayıp İsrail’e getirdiler.

Ramle Hapisanesi 1961

Mahkemeye çıkarıldığı vakit masumları katleden bu adamın saf kötülüğü üzerine tartışan izleyiciler, Adolf Eichmann’ın salona girmesi ve tavırlarıyla şaşkınlığa uğradılar. Karşılarında gördükleri adam sıradan ve bir o kadar basit biri gibi gözüküyordu. Saf kötülük olarak adlandırılan kişiye benzemiyordu; antisemit değildi. Bu konunun en dehşet verici taraflarından biri buydu. Mahkemede aynı sıkıcı konuşmaları yapıyor, işlediği kötülükleri sadece ona verilen basit evrak işi gibi söylüyordu. Tarihin gördüğü en kötü rejimlerden birinde çalışan Adolf Eichmann yaptıklarını faaliyete geçirirken sorgulamamış, bu emir insanları öldürmek üzerineydi ve rahatıkla yapmıştı. Komşumuz, sıra arkadaşımız veya bankada sıra beklerken arkamızda duran insanlardan biriydi Eichmann. Savaşın normal olmayan ortamında değişen binlerce insanlardandı sadece.

Kanunların rafa kaldırıldığı savaş ortamında hepimizin içinde bulunan sönük taraf dışarı çıkar ve istemediğimiz şeyler yapabilir. Adolf Eichmann’ın içinde, lideri Adolf Hitler veya Sırp Kasabı lakaplı Radovan Karadžić gibi saf kötülük yoktu ama sisteme birçok sıradan insan gibi kendisi de sorgulamadan itaat etmiş ve savaşın sonunda ortaya çıkan manzara insanlık adına utanç verici olmuştu.



Kitabın yazarı Hannah Arrendt kitabında Adolf Eichmann’ın yaptıklarını şöyle anlatmıştı; “Asla Yahudilerden nefret etmemişti, asla bir insanın öldürülmesini istememişti. Suçu itaatinden kaynaklanıyordu, oysa itaat her zaman bir erdem olarak methedilirdi. Nazi liderleri onun erdemini istismar etmişti.”

Kitap yazıldığı günden beri çok fazla eleştirilere maruz kaldı. Adolf Eichmann’ın fazla basite indirgendiğini ve mahkemeye zarar verildiği iddia edildi. Sonradan belgelerde aslında onun sıradan bir memur değil önemli görevlerde olduğu, Yahudileri ortadan kaldırmak eylemini verdikleri "Nihai Çözüm''ü sonuna kadar savunduğu ortaya çıktı. Bazılarına göre Arrendt, sıradan insanın altında yatan saf kötülüğü göremediği için eleştirildi. Mahkeme sonunda Adolf Eichmann ölüm cezasını çarptırıldı ve 1962 senesinde boynunda asılarak idam edildi.



Comments


bottom of page