Mahallenizin dışındaki mesire alanına pikniğe gittiğiniz ilk gün, dedenizin yaşadığı köye ilk bayram ziyaretiniz, ailece en yakın tatil beldesine yaptığınız ilk hafta sonu tatili, tarihi bir şehre yapılan ve sizin katıldığınız ilk okul gezisi... Hangisi sizin ilk seyahatiniz? Kafanızı cama yaslayıp akıp giden ovaları, tepeleri izlediğiniz ilk otobüs seyahatinizi hatırlar mısınız? Hangi ovaydı o, hangi tepe, hangi tabelalarda hangi şehirlerin kalan kilometre rakamlarını takip etmiştiniz şehrin isminin yazdığı o mavi tabelayı görene kadar. Sizin ilk seyahatiniz hangisiydi veya hangi bir yerden başka bir yere gidişiniz sizin için bir seyahatti?
Seyahat etmek sadece konum değiştirmek değildir. Seyahat etmek, gözlerin gördüğü ufku değiştirmektir. Bugün uçsuz denizin ufkunda batan Güneş’i, ertesi gün çorak bir dağın zirvesinde batırmaktır. Bir gün güneyde bir yerde teni Güneş’ten kavrulmuş insanlarla soğuk bir şeyler içmek, başka bir gün kuzeyde bir yerde sırtta montlarla ateşin başında sohbet etmektir. Seyahat etmek; yeni manzaralar keşfetmektir, dünyanın başka bir sayfasını okumak, hayatın farklı lezzetlerini tatmaktır.
Varoluşumuzun temellerinde var seyahat etmek eylemi. İlk çağlardan beri seyahat ediyoruz gerek keyfi gerek mecburi. Bugün yaşamın en büyük parçalarından biri oldu, seyahat etmek. İnsanoğlu hep yenisini görmek istiyor, yeni bir denize bakmak istiyor, yeni bir yemeğin tadını tatmak istiyor, yeni ve başka kültürlerle tanışmak istiyor. Önce başka mahallelerde, sonra başka ilçelerde, başka şehirlerde ve başka ülkelerde. Çok yakın bir gelecekte de başka gezegenlerde.
Nerede olursa olsun; doğasında vardır, seyahat çeker insanın gönlü…
Comments