top of page

Sihirli Tellere Dokunan Tunuslu Kanuni: Farah Fersi



Farah Fersi kimdir, size kısaca tanımak isteriz. Kimsiniz, nerede yaşıyorsunuz, neler yapıyorsunuz?

Ben Farah Fersi, Tunusluyum, Tunus’ta doğdum, şimdi Fransa’da yaşıyorum, müzisyenim, kanun çalıyorum. aynı zamanda akademideyim ve doktoramı başka bir alanda yapıyorum. Tabii ki bazı insanlar beni Türk zannediyor. Büyük anneannemin ailesi Türk köklerine sahip olduğu için insanların beni Türk sanması çok normal.


Müzik ile tanışmanız ilk ne zaman oldu?

Çok çok küçük yaşta, belki bebekliğimden beri. Müzik her zaman mevcuttu hayatımda. Hep müziği sevdim ben. Sadece müzik değil, tüm sanatları seviyorum; müzik, tiyatro, resim, dans. Her zaman bir şey vardı içimde sanata dair. Evimiz de zaten sanat doluydu, güzel müzikle doluydu. Okulda çok güzel şeyler yapardık sanat ve kültür ilgili. Büyüme çağımda bunlara tanık olmam çok önemli bir şey. Her çocuk için genç yaşta, sanatla yaşamaya ihtiyaç var. Özellikle, şimdi bir çocuğun kendine bir yol bulması için çevresindeki kültür ve sanatın farkında olması çok önemlidir çünkü zamanımızda gençliği olumsuz etkileyebilecek birçok faktörün yarattığı dağılma ışığında bu çok zor bir şey haline gelmiştir.


Neden bu enstrüman aleti yani neden kanun? Besteler yapıp yapmadığınızı ayrıca merak ettik, size bu ışığı ve ilhamı veren ne?

Kanun başka bir şey, başka bir enstrüman, başka bin ruh sanki içinde, her zaman sesleniyor gibi bir orkestra içinde. Kanuna özel bir sevgim var; sesim, duygum ve ruhum onunla dolu. Çok özel bir enstrüman benim için. Aslında onu gerçekten bir enstrüman olarak görmüyorum, onu gerçekten bir ruh olarak görüyorum çünkü o öyle ve aynı anda, şefkat, öfke, üzüntü, neşe ve deliliği ortaya çıkaran o. Düşünüyorum, hissediyorum ve kanun bunu ifade ediyor. Kanunu eşsiz kılan, geniş müzik alanı ve birçok farklı ses çıkarabilme yeteneğidir. Arap ülkelerinde bile onu diğer enstrümanların anası olarak görülmektedir. Bence adı da onun adına konuşuyor, kanun belki de sanatın kanunudur.

Beste yapmak çok güzel bir şey. Bence de doğal bir sekilde oluyor. Bir şeyi ifade etmek istersem enstrüman alıp onu söylemeye çalışırım. Müzikal bir ifadedir. Yaşadığım durumlar bana ilham veriyor. Bir şey çaldığımda onu hisseder ve müzikal olarak yorumlarım. Aslında ilham veren birçok şey var, her insan gibi insandan, insanlıktan, savaşlardan, barış ihtiyacından, neşeden, üzüntüden, çocuklardan ve çocukluktan, hastalıktan, salgın hastalıktan, doğa ve onun sorunları ve öfkesi, kendimizle mücadelemiz, sevgi ve şefkat ve aradığımız değerler, kendimizle olan ilişkimizden etkileniriz, annemizle konuşurken bile etkileyebiliriz. Etrafımızdaki çevre ve doğa ilham veriyor ve bazen bir durumu veya bir duyguyu müzikal olarak ifade etmeye çalışmamıza neden oluyor.



Arap kültüründe ayrı bir yeri mi var peki?

Arap kültürüdür desek de evet genel anlamda Arap kültürüdür ama aslında bu tabir ile her kültürde onu ayıran bir şeyler olduğunu görmekteyiz.Her Arap ülkesinde belli başlı özellikler vardır; örf ve adetleri vardır ve her Arap ülkesinde kendine özgü bir müzik ya da belirli bir müzik tarzı vardır. Arapça lehçelerinde bile çok fark var ve müzikte de, müzikal ruhta ve hatta müzikal ifadelerde bile Arapça konusunda her ülke arasında çok büyük fark var. Evet Tabii ki, Arap kültürü çok etkiledi beni, özellikle müzik ve sanatta çok zengin olan Arap kültüründen büyük ölçüde etkilendim. Müziğin verdiği his bile farklı. Bu kültürün benim için ayrı bir yeri var. Müzikal olarak, otantik Arap şarkılarıyla büyüdüm. Arap müziği ile Türk müziği arasındaki fark da var. Her müziğin kendine özgü özellikleri var. Buna rağmen, tarihi etkileyen faktörlerden dolayı müzikte pek çok benzerlik ve pek çok ortak nokta olduğunu da söylemek istiyorum.Bu çeşitliliği zenginliğin kaynağı olarak görüyorum .Hatta tüm bu farklı duyguların bir araya geldiğinde farklı medeniyetler arasında bir bağ oluşturduğunu düşünüyorum.


Arap kültürünü çok seviyorum çünkü zengin ve eşsiz ve müziği çok güzel ve ilham verici. Bu kültürünün beni kendine çektiği şey, her Arap ülkesinde var olan çeşitliliktir. Her Arap ülkesinin kendine has kültürü ve özellikleri vardır ve bu, Arap kültürünü bir bütün olarak çeşitli ve birçok farklılığa sahip kılan şeydir. Bu gerçekten zengin bir kaynak ve bu beni çok gururlandırıyor benim için bir ilham kaynağı.

Örneğin Tunus, 3000 yıllık bir uygarlığa sahiptir ve içinden bir çok uygarlık geçmiştir. Evet, bir Arap ülkesi o, Tunus'u ve kültürünü etkileyen etkilerin büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz ve bu zengin kültür Berberiler, Kartac, Fenikeliler, Narlar, Basantinler, Müslümanlar, Osmanlı dönemi, Türkler, İspanyollar ve Fransızlardan oluşmuştur. Müziği de etkilemiş ve benzersiz kılmış gerçekten çok zengin bir kültürdür. Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi benim ülkemin müziğinde de Arapça kökenli olmayan birçok kelime veya özgün ve kendine özgü müzikal ifadeler bulabilirsiniz. Her bir kültüre bakarsak, gerçekten zengin olduğunu anlayabilirsiniz.




Sanata oldukça yakınsınız, resim ile de ilgileniyorsunuz doğru mu?

Evet, resimi çok seviyorum çünkü çocukluğumdan beri tutkumdu ve çocukluğumdan beri birçok hobimi icra ediyordum ve resim yapmak en sevdiğim şeyler arasındaydı. Şimdi de resim yapıyorum ve bu şey üzerinde çalışmaya devam ediyorum çünkü bu beni çok mutlu eden bir şey, ve aynı zamanda müzik gibi bir ifade aracı, ama fırçalar ve renkler aracılığıyla başka bir şekilde.


Size ilham veren şeyler ya da kişiler kimler?

Aynı anda birçok iş yapan ve işini iyi yapan insanlara hayranım.

Hayatta bana ilham veren birçok insan var. Yaptıklarını seven, yaptıklarına saygı duyan ve her zaman sonuna kadar yapmaya çalışan birçok insana hayranım. Bana ilham veren insanlar, bir şeyi derinlemesine araştıran, onun tüm detaylarını ve içindeki her şeyi bilen ve onunla yakından ilgilenen insanlardır.

Örneğin bana göre sanatçı sadece enstrüman çalmamalı, resim yapmamalı ya da oyunculuk yapmamalı, eğer onu bu çerçevenin dışına çıkarırsam yaptığı işi takip eden insanlara örnek olamayacaktır. Belli bir konumu olan sanatçıyı seviyorum, sanatçının gerçek bir insan olmasını seviyorum. Sanat çok saf bir şeydir. Sanatçı sanatında profesyonel olmalı ama aynı zamanda kültürle de bütünleşmeli ve aşina olmalı. Yeteneğine ve sahip olduğu zarafete saygı duymalı. Yaptığı işin arkasında belirli bir amacı olan ve bunu başarmak için çabalayan sanatçıdan ilham alıyorum. Örneğin ben müzikle uğraşmayı tercih ediyorum ve ulaşmak istediğim insani bir hedefim var. Bu, sanatımı aktarmak ve aynı zamanda düşünmek, pozitif bir insan olmak ve benim için gerçek bir artı olmak anlamına geliyor. Kendine, sanatına ve dinleyicisine karşı insancıl ve dürüst olan her sanatçı benim ilham kaynağım.




Türkiye’de yaşamak ister miydiniz ve ayrıca yaşadığınız yerde sanatınızı icra etmek size ne gibi avantajları dezavantajları var?

Şu anda Fransa'da yaşıyorum ama gerçek şu ki, Türkiye'de yaşamayı çok isterim çünkü orayı çok iyi tanıyorum, ziyaret ediyorum. Kültürünü seviyor ve beğeniyorum. Gerçekten istiyorum orada yaşamayı. Türkiye'deki en güzel şey, içindeki insanlar, karşılama ve içinde çok rahat ve güzel olan ruh. Oranın insanları naziktir ve başkalarına güzel davranır. Türkiye'nin en sevdiğim yanı bu, çünkü Türkiye'yi her ziyaret ettiğimde gerçekten ailemin içinde olduğumu hissediyorum ve bu çok garip ama aynı zamanda eğlenceli bir duygu. Ayrıca sanatçı olan birçok Türk arkadaşım var ve çok başarılılar ve onları takdir ediyor ve seviyorum.Umarım bir gün Türkiye'de çok fazla zaman geçirebilir ve orada yaşayabilirim. Hatta çok ama çok yakında orayı ziyaret etmeyi bile planlıyorum çünkü onu, hevesini, denizini, ondaki güzel olan her şeyi çok özlüyorum.


En unutmadığınız bir anı var mı sanatınıza dair?

Evet, her zaman tekrarlanan aynı an, bu yüzden asla unutamıyorum ve yaptığım şeyi sevdiklerinde insanların gözlerinde gördüğüm neşe ve sevgi bakışı.


Çocukken ne olmak isterdiniz ve şimdi ne oldunuz(memnun musunuz?)

Çocukken ressam olmayı hayal ederdim ve hep büyüyünce ressam olacağım derdim. Her zaman ve her yerde resim yapardım. Çizime delicesine aşıktım ve gördüğüm her şeyi çizmeyi seviyordum. Çizim yapmayı gerçekten çok severdim ve hala da seviyorum.

Hep bir yerlerde izole olur ve uzun saatler çizim yapardım. Okulda bile bununla tanınırdım. Şimdi kenimi tanımlarsam; müzisyen, kanuncu ve bilimsel araştırmacı. Bu konuda çok mutluyum. Yine de resim yapıyorum, bu hayal hep bana eşlik ediyor. Benim için en önemli şey sevdiğim şeyi yapmak.




Farah müzisyen olmasaydı ne olmayı tercih ederdi?

Ressam ve müzisyen yine de...


Seyahat eder misiniz, ettiğinizde bu sanatınıza da yön verir mi?

Evet, her ülkede başka güzellik var, her ülkede ilham verici bir şeyler var. Seyahat etmek çok önemli, başka kültürler, başka insanları tanımak... Seyahat kültürler arası etkileşimi güçlendirdiği için çok önemlidir. Farklı kültürler arasındaki etkileşim kişinin kendisini zenginleştirmesi için esastır. Ben müziğimle iletişim kuruyorum ve kendimi onunla ifade ediyorum ve diğerinin müziğini de keşfediyorum. Ayrıca bir ilham kaynağıdır, her ülkenin kendine has güzelliği ve kendine özgü özellikleri, ilham kaynağı olan kültürleri, insanları, gelenekleri, müzikleri vardır.










Comments


bottom of page