top of page

Sonradan Sinemaya Uyarlanan 10 Kitap



1)Dövüş Kulubü (Chuck Palahniuk)



“Biz tarihin vasat çocuklarıyız.

Çünkü televizyon izleyerek büyütüldük

ve bir gün milyoner, film veya rock yıldızı olacağımıza inandırıldık,

ama olmayacağız.

Ve sadece bu gerçeği öğreniyoruz.”


Amerikalı yazar Chuck Palahniuk’un 1996 yılında çok ses getiren kitabı Yeraltı Edebiyatının en önemli eserlerinden sayılır. Chuck Palahniuk’un çoğu kitabında olduğu gibi burada da kitap aslında olayların bitişinden başlar. Baş kahramanımızın tüketim toplumuna hapsolduğunu anlatarak devam eder kitap ve Tyler Durden karakteriyle tanışma ile sistemin dışına çıkmaya çalışır. Tyler Durden tüketim toplumuna karşı antitez oluşturur. Aldığı eşyaların bir gün kendisine sahip olacağını, modern zaman insanlarının var olduğunu ispat etmek için tüketmek zorunda bırakıldığını, yaşamanın aslında tüketim toplumunu var etmek için kullanıldığı anlatır. Kıyamet projesi adını verdiği, tüketim toplumun baş sorumlusu taksit ve borçları bitirmek için planlar yapar. Modern zaman insanı topluma ayak uydurmak ve yerini garantilemek için taksitle ve borçla tüketmeye mecbur bırakılır. Kitabın 1999 yılında sinemaya uyarlanan filmi, David Fincher tarafından yönetilmiştir ve başrollerde Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter rol almıştır. Kitapla filmin sonu aynı bitmese bile izlenecek kalitede bir film olduğu şüphesiz. Yayınlandığı zaman çok ses getiren Dövüş Kulübü, aldığınız her yeni eşya için sorgulamanıza sebep oluyor.




2)Koku (Patrick Süskind)


“Ömründe bir kere öbür insanlar

Gibi oluşup içindekine dışa vurmak istiyordu.”


Jean-Baptiste Grenouille kimliksiz olarak annesi onu isteksiz doğurmuştu. Ailesiz büyümüş kendini oradan oraya sürüklenirken bulmuştu. Topluma karıştığı zaman kendine ait bir kimliği yoktu. Şu veya bu değildi. İnsanları zaten sevmiyordu. Koku alma duyusunun kuvvetli olduğunu öğrenince kendine kimlik bulmak istedi. Başka insanları, kuvvetli koku alma duyusu sayesinde bedenine hapsedecek toplumunda rahat dolaşmak için kişilik kazanacaktı.

Patrick Süskind’in yazdığı kitap 2006 yılında Tom Tykwer tarafından yönetilmiştir. Başrollerini Ben Whisway ve Alan Rickman paylaştığı film, güzel bir uyarlama olarak karşımızı çıkıyor.




3)Kuzuların Sessizliği (Thomas Harris)

“Memur Starling,

anılar bende manzara yerine geçer.”

Thomas Harris’in yazdığı, Kızıl Ejder kitabından sonra Dr. Hannibal Lecter’i gördüğümüz ikinci roman. Yeni dedektif sayılacak Clarice Starling’e bir katili yakalamak ve onun neler düşündüğünü öğrenmek için, önceden psikiyatri doktoru iken sonradan bir yamyama dönüşen Hannibal Lecter ile görüşmek ister. Bu görüşmeler sonucundan Clarice istediği bilgileri alırken Hannibal Lecter ise bu bilgiler karşısında kendi istediği bilgileri almaya çalışır.1991 yılında uyarlanan film, kitabından daha çok ses getirmiştir. Anthony Hopkins ve Jodie Foster’ın başrollerini paylaştığı film 5 dalda Oscar alırken, Anthony Hopkinsin canlandırdığı Hannibal Lecter karakteriyle, filmde toplam 16 dakika görülmesine rağmen “en iyi erkek oyuncu” ödülünü almıştır. Gerilimin hızının hiç düşmediği film izleyenlere unutamayacağı hisler yaşatıyor.




4)Androidler Elektirikli Koyun Düşler mi? (Philip K. Dick)

Büyük savaştan sonra sağlıklı insanlar dünyadan başka yerlere göç etmeye teşvik edilmiş, dünyada kalan özel (radyasyondan etkilenen) insanlar dışında kalanlara android robot verilir. Bu robotlar insandan ayırt etmek çok güç olduğu için robotlar kaçtığı zaman bunları emekli etmek(öldürmek) için polis teşkilatı vardır ve baş kahramanımız Rick Deckard bunlardan biridir. Çatısından herkesten sakladığı android koyunu vardır. Gerçek hayvan almak zenginlik göstergesi olduğu için parası yetmeyenler android hayvanlar besler. Rick Deckard’ın avladığı robotlarla zaman geçtikçe bağ kurmaya ve insan gibi iradelerin olup olmadığını sorgulamaya başlar. Ünlü Bilimkurgu yazarı Philip K. Dick’in yazdığı kitabın film uyarlamasını Ridlet Scott yönetmiştir.



5)Otostopçunun Galaksi Rehberi (Douglas Adams)

“Neden yerde yüzüstü yatıyorsun?”

“Bu çok etkili bir perişan olma yöntemi” dedi Marvin.


Dünyanın, uzaya kestirme bir yol açılmak için yok edileceğini bilseydiniz ne yapardınız? Eminim soğuk bir şeyler içmek istersiniz. Arthur Dent ve arkadaşı Ford Prefectin yaptığı tam olarak buydu. Sonradan vogon (kendilerinin çok iyi şiir yazdıklarını düşünürler) inşaat gemisine otostop çekip hepimizin hayalini gerçekleştiriyorlar; uzayda dolaşarak. İngiliz mizahının bolca kullanıldığı kitapta eğlencelinin yanında bazı felsefi sorunlara da yer veriyor. 2006 yılında aynı isimle gösterime giren film başrollerini Martin Freeman ve Mos Def paylaşıyor. Ayrıca sevimli ve manik depresif robotumuzu Alan Rickman seslendirmiştir.



6)Bir Adam Yaratmak (Necip Fazıl Kısakürek)

“Meğer nasıl yaratıldığımı anlamak için

bir adam yaratmaya kalkmalıymışım!”

Hüsrev, ölüm korkusu isimli piyesi yazdığı zaman büyük ilgi görür. Yazdığı oyundaki başkarakterin babası kendini incir ağacına asmıştır ve karakter zamanla delirip kendini aynı incir ağacına asar. Hüsrev, yarattığı karakterin zamanla ete kemiğe bürünüp karşısına dikildiğini, iple kaçmasını engellediği karakterin ellerinden kurtulup Hüsrevi etkisi altına aldığını görür. Hüsrev yaratmak için uğraştığı karakterin aslında ta kendisi olduğunu, zamanla kendine yabancılaştığını anlar. 1978 yapımı filmde Ahmet Mekin, oynadığı Hüsrev karakterini o kadar güzel oynar ki, karakter ile özdeşleşir. Film son sözü ise vurucu etki yaparak biter ve damağımızda tarifsiz bir tat bırakır.


7)Tatar Çölü (Dino Buzzati)

“Ya, aslında yanılıyorsa?

Ya, gayet sıradan bir yazgıya sahip

sıradan biri olarak yaratılmışsa?”

Giovanni Drogo atandığı Bastian Kalesine gittiği zaman burada çok uzun kalacağını düşünmez. Çünkü hep aynı yerde çalışıp emekli olacak değildir. Zamanın yatıştırıcı etkisi, görevlerin verdiği rutinlerle birlikte hayatı istediği gibi yaşayamaz. Zaman onun içindeki ateşi yatıştırır, ona ceza olarak yaşlılık verir. Kitabı okurken hayatınız aynı yönde gittiğini anlar hafakanlar basar insanı. Kitabın okuduğunuzun üzerinden ne kadar geçerse etkisi o kadar artacak kitaplardan biri. 1976 yılında Beyaz Perdeye aktarılan filmin yönetmenliğini, İtalyan yönetmen Valerio Zurlini yapmıştır. Kitap kadar çarpıcı olan filmi hayatı ertelememek gerektiğini sarsıcı şekilde anlatıyor.



8)Uzayda Piknik (Arkadi ve Boris Strugatski Kardeşler)

“İnsan her şeyi hayal edebiliyor.

Ama yaşamın kendisi asla

Hayal edilene benzemiyor.”

İnsanlar bir sabah uyandıklarında daha önce görmedikleri maddelerle dolu bölgelerle karşılaşırlar. Sanki uzaylılar gelip piknik yapmışlar da çöplerini etrafa atmışlardır. Bu bölgeler ve içerilerinde bulunan maddeler bilim dünyasını şaşkınlığa uğratır. Bölgelerin etrafı çevrilir ve girişler kapatılır. Bu bölgeden bir şeyler almak isteyenler cambaz adında radyasyona aldırmadan girip çıkan insanlara ihtiyaç duyarlar. Evrendeki yerimizi sorgulatan, uzaylı temasını somut olarak göstermeden çok güzel şekilde anlatan romandır. Ana konuya sadık kalarak Beyaz Perdeye ‘İz Sürücü’ ismi uyarlanan filmin yönetmenliğini meşhur Rus yönetmen Andrey Tarkovski yapmıştır.



9)Alkatraz Kuşcusu (Thomas E. Gaddis)


“Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta.

Hiçbiri memnun değil yerinden.

Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında.”


1955 yılında Thomas E. Gaddis tarafından yazılan roman, gerçek olaylardan esinlenmiştir. İşlediği suçtan dolayı meşhur Alkatraz hapishanesine gönderilen Robert Stroud, karanlık ve boş yüzlere karşı kendini korumuş, kuşlar hakkında uzmanlaşmaya kadar gidecek bilgi edinmiştir. 1962 yılında filmi çekilen kitabın başrollerini Burt Lancaster ve Karl Malden paylaşmıştır.



10) Daha (Hakan Günday)

“Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta.

Hiçbiri memnun değil yerinden.

Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında.”

İnsan kaçakçısı babası tarafından yetiştirilen Gaza, zorlu hayat koşullarını henüz küçük yaşta tanışıyor. İnsan kaçırması için babası tarafından zorlanmaya ve kötü hayat koşullarına haykırarak cevap veriyor. Göçmenlerin kaldığı depoda ütopya yaratıyor kendine. Onlara acı çektirerek kendini Tanrısal hissetmenin ve kendisine uygulanan bu acımasızlığı tatmak istiyor. Okurken gerçekleri yüzümüze vurması açısından zor bir kitap olduğunu söyleyebiliriz. 2017 yılında gösterime giren filmin yönetmenliğini Onur Saylak yapmıştır.



Comments


bottom of page