top of page

Tarafsız Ahlaksızlık

İnsan ve Düşünmek


Şimdi bir yolculuğa çıkacağız; fakat bu yolculukta bizim işimize yarayacak, kapılarımızı aralayacak ve yolumuzu aydınlatacak önemli terimlerin anlamlarını yolculuğun içerisinde sizlerle paylaşmayı hedefliyorum. Nasıl pusulasız denize açılamazsak; terminolojisiz de bu yolculuğumuza çıkamayız. O zaman 'yelkenler fora'...

Ahlakla bağlantılı olarak Jean Paul Sartre’ın, "Tarafsızlık ahlaksızlıktır." sözünü temel alarak; Teoman Duralı Hocamızın engin düşüncelerini, yazıyı yazan şahsı münhasır benimde düşüncelerim ve çözümlemelerim ile sizi başbaşa bırakıyorum.

İnsanlara verilen bir öğüttür: ‘düşünerek konuşun!’. Ama en mühim olan şey “düşünmek” aslında en zor iştir. Sanırım günümüz dünyasında artık herkesin harcı değildir. “Düşünmek zordur, oldukça zor. İşte bu yüzden çoğu insan sürüyü takip eder.” der, Carl Gustav Jung.

Peki size bir tercih sunulsa bilge bir kaplumbağa mı yoksa sevimli sürüsünün peşinden usul usul giden bir koyun mu olmak isterdiniz? Seslerinizi duyar gibiyim. Evet, evet biz "İNSAN”ız... diyorsunuz ama biz gerçekten "insan" mıyız? Peki ama “İNSAN” nedir? Her human sapiens insan mıdır? Baş parmağa sahip olması mı? Yoksa iki ayağının üzerinde durabilmesi mi? Beş duyu organına sahip olması mı? Canlı olması mı? Nefes alması mı? Algılaması mı? Bütünleştirmesi mi? Düşündürtülmesi mi? Yoksa düşünebilmesi mi?... Şu an aslında çoğumuzun kaybettiği bir durumun üzerinde duruyorum. “Sorgulamak”, “Merak” ya da “Refleksif Düşünce¹” mi demeliyiz.

Çocuklardaki merak ve sorgulama yetenekleri onları soru sormaya iter. Soru sormak mühimdir. Albert Einstein, “Bir insanın zekası verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır.” demiştir. Soru sormak gerçekten de ciddi bir iştir.

Sorgulama yapma eğrimiz doğuştan ölüme kadar gitgide azalmaktadır. Belkide azaltılmaktadır. Gerek eğitim sistemi gerekse yoğun ezber düzeni bunun odunlarıdır. Ne yazık ki!

Ve yine Albert Einstein, “Evrendeki en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.” der. Sorgulama yeteneğinize, anadolu halkının ahlak adı altında; namusuna(!) sahip çıkması gibi sahip çıkmalısınız.



(*Bu eğri tamamen yazının sahibi olan bana aittir. Herhangi bir TUİK verisi ile ilişkilendirilemez.:)

Ama ben yinede gerçek verilere dayanan verileri paylaşmaktan yanayım. İşimiz akademi yolumuz bilginin daha da genişletilip, çoğaltılması belkide…

Peki içinde bulunduğumuz toplum olarak merak duygusu taşıyor muyuz diye sormamız lazım kendimize. Öğrenmek noktasında hangi alanlarda kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz ya da hangi alanları merak ediyoruz? Merak olmadığı için taklitte bulunma durumu mevcut oluyor. Hatta bunu Teoman Hoca güzel bir betimlemeyle verir. “Merakınız olmaz ise geriden gelirsiniz; dal toplarsınız ve hiç öne geçemezsiniz.” der.

Sorgulama yaparken ya da yaşam öğretilerinde bizim uygulamamız gereken temel durum sınıflandırmayı iyi yapabilmek; her açıdan planlama ve strateji geliştirme de işimize en çok yarayacak olan şeydir. Batıdaki en güzel yapı, sınıflandırmanın doğru ve düzgün yapabilmesidir.

Sorgulamayı bilmek, sorgulayarak ilerlemek. Ana tercihlerde, tercih ettikten sonra sorgulamaya devam etmeye devam etmektedirler. Yani tercih sınıflandırmalarımıza göre sorgulamalarımızı yapma durumudur. Koltukta otururken bunlar aklınıza gelmez, yapamazsınız. Yaşarken aklınıza gelir; tercihlerinizle siz benliğinizi oluştururken, düşüncelerinizin ekmeğini yersiniz.

Eğer ki biz bir konuyu ciddi bir şekilde yapabiliyorsak bunu hayatımıza tasdik etmiş oluruz. Durup düşünmenin gücü yaşamın her alanında liderlik yapabilmemizin yolunu açar. Usul olarak sorgulamak 5 duyu ile olan her şeyi sorgulamaya devam etmek demektir ama 5 duyu ile anlaşılamayan şeylerde ise karşı tarafın tasniflerinin edep çerçevesinde dinleyip edinmek gereken şeyleri edinmek gerekmektedir. Sorgulama süreçleri insanı yormaktadır. Uğraş gerektiren bir süreçtir.

Pişen bir şey kendi mi pişer; yoksa onu bir pişiren mi vardır? İnsan içinde geçerlidir bu durum. Sorgulamayı terk etmemek gerekir. İhtiyar olmuş kişi seçimini yapmış kişidir. İnsan yaşanmışlık tecrübesi ile bir sürü şeye başlamak isteyebilir.

Yaşlanmak da olgunlaşmak varsa, doğru orantı varsa her şey yolundadır ama olgunlaşmıyorsan ne peşinden koştuğun seyler seni tatmin eder ne de aslında bir idealin ve amacın vardır. Çoğu zaman başkasının yaşantılarının üzerine kendinizin hayatıymış gibi yaşamaya çalışıyoruz. Herkes kendi hayatında bir dengeyi bulmaya çalışır. Dengesizlik harika bir şey çünkü bu size dengeyi aratmaktadır ve dengeyi aramak sığlaşmamanıza yardımcı olur

Sorgulama kapandıysa ve biz onu kapattıysak değişmeyiz. Canlı değişen varlıktır diyoruz. Ama bu seçim yapmak için geçerli olan sorgulamadır. Yani tezlerden birini seçmek için gereken sorgulamadır. Sorgulamak mühim iştir. Düşünmeyi düşünmek de önemlidir. Düşünmeyi sorgulamakla ilerletmek gerekir. Hayatınızda düşünmenin düşündürülmesi ve sorgulamanın daim olmasını diliyorum. Oscar Wilde’nin sözü ile bitirmek istiyorum;

“Düşünebilen her canlının insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği anlamına gelmiyor ne yazık ki!”

(¹Refleksif Düşünce: düşüncenin üzerine düşünmektir. İnsan düşünür, sonrasında kendisini bir özne olarak ele alarak düşüncesini düşünür. Tekrar tekrar…)



Kaynaklar:

DURALI, T. (2021). SORUN NEDİR? Dergah Yayınları.

FROMM, Erich. (2022). İNSAN OLMAK ÜZERİNE Say Yayınları,


Comments


bottom of page