Kısacası tükenmişlik sendromu. Genellikle yoğun iş temposunda olanlar veya yoğun bir dönemden geçenlerin rastladığı sendrom. Basit işleri bitirmekte zorlanma, karamsarlık, işten soğuma, sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissiyatı belirtilerinden birkaçıdır. Bilimsel olmayan bir makalede bu konuyu okuduğum zaman daha çok Y kuşağının etkilendiği yazıyordu. Bu konuda kuşak yarıştırabilir miyiz diye düşündükten sonra kendimce şu kanıda bulundum. Y kuşağı Z kuşağına ayak uydurmakta zorluk çektiği için ve şu an dünyanın çoğu çarkı Z kuşağına göre döndüğü için Y kuşağının bu sendromdan daha fazla etkilenmesi daha normal. Bu fazla etkilenmenin açıklamasını şöyle yapabilirim: Misal etrafımızda çok çalışan ve senelerdir çalışan tonlarca siyasetçi görüyoruz.
Peki, onlar neden tükenmişlik sendromuyla karşılaşmıyor? Çünkü elde ettikleri bir başarı var. Başarı elde ettikçe çalışma hırsları artıyor ve yaptıklarının üstüne daha fazlasını koyarak çalışmalarına devam ediyorlar. Şimdi de Y kuşağını ele alalım: Z kuşağına uyum sağlamakta zorlandıkları için aynı zamanda çalıştıkları işe de uyum sağlamakta zorlanıyorlar. Ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar bu iş başarısızlıkla sonuçlanıyor. Başarısızlıkla sonuçlanan iş ise tükenmişlik sendromunu getiriyor. Tükenmişlik sendromunun görülmesinin tek sebebi var bana göre. Çabaladığın işte uğradığın başarısızlık. Bu sendromla baş etmek de göründüğü kadar kolay değil. Önce uğradığın başarısızlığı kabul edip yavaş yavaş güçlenmeye çalışarak aynı işi eski hevesle yapmak için uğraşacaksın ve o işi yaparken de gerçekten başarabilir miyim ve ben bunu seviyor muyum diye düşüneceksin. Başarı odaklı yola başlamadığın işte her zaman hayal kırıklığına uğrarsın. Bana göre tükenmişlik sendromuna uğradığımız zaman ancak bunu kendimize olan güvenimizle ve başaracağımıza olan inancımızla atlatırız.
Akdemik anlamda tükenmişliğim meğersem başarısızlığımdanmış..