Uzak Nedir?

Öyle heyecanlı ki! Hayatında ilk defa başka bir nefes ritmi yakalayacağını düşündüğü toprakların hayali var çünkü! Aslında şimdiye dek hiç hayal de kurmamış başka diyarlara dair fakat öylesine merakla bir bakıp çıkarım dediği yol mucize sunmuş ona. Bir başka dünyanın çatısı ne demek, başka bir dilde yabancı olmak, kendi yoluna baş koymak ne demek diye diye içini kemirenleri zihninin baş köşesine oturttuğu günleri tutuyormuş içinde…

Havalimanına doğru bindiği otobüsün yaklaşık 15 dakika sonra kalkmasına yakın uğurlanıyor bu şaşkın kızımız babası tarafından. Ayrılırken bir Yeşilçam tadı veren hisler sıkıp sıkıp bırakıyor boğazını ama asla renk vermiyor. Duygularını öyle kelepçelemiş ki, sadece “Allah’a emanet olun,” diyebilmiş küçülen bir sesle. Çünkü taşarsa sanki o mucize kaybolacakmış diye korkmuş içten içe. Korku mu heyecan mı baskın gelmiş bilememiş tabii ama başka odaklar bulmaya cesaret edebilmiş o an. Özenle seçtiği defterine o anı mühürlemek için “Başka hayata iki adım,” diye yazmış ama yazdığını beğenmeyip yeniden “DÜNYADAN KENDİME” diye değiştirmiş büyük harflerle.

Gecenin tam ortasında zifiri karanlık denizden geçerken “Zor ve kolay olan şey ne hakikatte?” soruları ilişmiş yakasına… Hep öyledir ya insanı darboğazda ya da en tavan duygularda hapseder böyle sorular. “Bir dileğin gerçek olma ihtimali mi yoksa gerçek olması mı zor,” diye geçirmiş içinden sabahtan kalma acımış bir çay eşliğinde. “Aslında ikinci kısmı daha yaşamadım ki, bilmiyorum. Hem bilme işe yarasaydı zaten gitmeme de gerek kalmazdı gibi,” diye ilaveler yapmış söylediklerine. Etraf bir hayli soğuk ve deniz üstünde neredeyse rüzgardan uçmayan kibrit çöpü kalmayıncaya kadar oturmuş dışarda. O kadar duygunun içinde insan daha fazla hissetmek isteyebiliyor o anı, soğuğu, rüzgarı… Gecenin örtüsü çoğu insana bir yorgan çekmişken kimilerine işte böyle bir yeni uyanışın anahtarını veriyor gibi davranıyor sanki, bazen.